kabak tadı vermek

v. bore, pall, pall on

to become boring, to pall, to cloy

kabak

I s <- ğı> bot ( Cucurbita) Kürbis m

\kabak başın(d) a patlamak ( fig) o ( fam) es ausbaden müssen, daran glauben müssen

\kabak tadı vermek ( fig) o ( fam) ( usanç vermek) anöden; ( tatsız gelmeye başlamak) unangenehm werden

bu sefer \kabak onun başın(d) a patladı ( fig) o ( fam) diesmal musste er daran glauben

II adj

1) ( dazlak) kahl

2) auto ( lastik) abgefahren

3) ( ham) unreif

4) ( fig) o ( fam) ( bilgisiz, görgüsüz) unreif, unerfahren

kabak <- ğı>

1. subst Kürbis m; Grobian m

2. adj fig Person ungeschliffen; Melone unreif; fade; Kopf haarlos, kahl; Reifen abgefahren;

kabak gibi kahl; unbehaart; fade;

kabak kafalı Glatzkopf m; kahl geschoren, mit abrasiertem Kopf; Döskopf m;

kabak kemane MUS dreisaitige(s) folkloristisches Streichinstrument;

kabak tadı vermek fam jemanden anöden, jemandem zum Hals heraushängen

"1. squash; vegetable marrow, zucchini; pumpkin; gourd. 2. hashish pipe. 3. boorish, awkward. 4. tasteless, unripe (watermelon). 5. bald. - bastısı stewed vegetable marrow. - başına/başında patlamak colloq. to bear the brunt of something; to catch the blame for something. - çekirdeği pumpkin seed. - çekmek to smoke hashish. - çıkmak (for a melon) to turn out to be unripe. - çiçeği gibi açılmak colloq. to start behaving too unconstrainedly. - dolması stuffed squash. - gibi 1. bald. 2. bare. 3. tasteless. - kafalı 1. bald. 2. having a shaved head. 3. stupid. - kalyası squash cooked in butter. - kızartması fried squash. - musakkası a dish made with squash, ground meat, and onions. - tadı vermek to become boring, become uninteresting, lose its appeal. - tatlısı a dessert prepared with boiled pumpkin, walnuts, and sugar."

tat <- dı> Geschmack m; Genuss m; Vergnügen n;

tat alma organı Geschmacksorgan n;

-e tat vermek Geschmack verleihen D; Vergnügen bereiten;

kabak tadı vermek jemandem Überdruss bereiten;

bş-in tadı b-nin damağında kalmak noch gern zurückdenken an A;

-in tadı kaçmak den Reiz verlieren;

tadı tuzu kalmamak den Geschmack ( oder den Reiz) verlieren, fade ( oder reizlos) werden;

-in tadı tuzu yok ohne jeden Geschmack;

-in tadına bakmak Speise probieren, kosten;

-in tadına varmak auf den Geschmack G/von kommen;

-i tadında bırakmak etwas im günstigsten Moment aufgeben;

-in tadını almak Geschmack finden an D

несов.; сов. - наби́ть

1) basmak; doldurmak; tıka basa doldurmak ( переполнять)

2) ( вколачивать) çakmak

••

n. sıkıcı şey, sıkıntı, sıkıcı tip; dert, belâ; delik, oyu; kuyu; çap (mermi), yüksek dalga; sonda; kalibre

v. sıkmak, can sıkmak, bunaltmak; daraltmak, delmek, delik açmak, oymak; kabak tadı vermek; sondaj yapmak, kafa uzatmak (at)

* * *

* * *

n. tabut örtüsü, cenaze şalı, kolsuz manto, kasvetli örtü, kapalı hava

v. bıktırmak, usandırmak, yavanlaşmak, kabak tadı vermek

* * *

* * *

usandırmak, bıktırmak, kabak tadı vermek

usandırmak, bıktırmak, kabak tadı vermek